25 Nisan 2014 Cuma

BABA OCAĞI       

   


Küçükken dünyayı doğduğum şehir olan Zonguldak'tan ibaret sanırdım.
Çarşıya indiğimizde kalabalıkta kaybolmamak için babamın elini sımsıkı tutardım. Sonra biz büyüdük dünya küçüldü. Herkes dünyanın çeşitli yerlerine savruldu. Zonguldak çocukluğumun gençliğimin geçtiği şehir. Birçok ilki yaşadığım sevinçlerimin, hüzünlerimin şehri.
 Annemi ve babamı kaybettikten sonra evimiz de satıldı.Baba ocağın satılması çok farklı bir duygu. Annemin-babamın gençliği, o evdeki sesleri kulağımda. Okuldan gelirken apartmandaki sevdiğim bir yemek kokusunun bizim daireden geldiğini ummak. Çok farklı duygular içindeyim.
Zonguldak küçücük yaşta insana ölümü kanıksatan şehir. İlkokul yıllarında grizu patlaması sonucu   maden ocağının önüne çıkarılmış cesetler. Başında feryat eden anne, baba, eş ve çocuklar... bizim çok sık gördüğümüz manzaralardı.
Bu gün kendimi köklerinden koparılmış bir bitki gibi hissediyorum.Yersiz, yurtsuz, vatansız. ELVEDA HÜZÜNLER ŞEHRİ....



                                                                                     P.